-
1 soluk soluğa
-
2 soluk soluğa
с трудо́м переводя́ дыха́ние -
3 soluk soluğa
adv. out of breath* * *out of breath -
4 soluk soluğa
out of breath -
5 soluk soluğa kalmış
adj. wind-broken* * *breathless -
6 soluk soluğa kalmak
v. blow -
7 soluk soluğa olmak
v. pant for breath -
8 soluk soluğa söylemek
v. gasp out -
9 soluk soluğa bırakmak
to puff sb out -
10 soluk soluğa olmak
to be out of breath -
11 soluk
soluk1 <- ğu> verwelkt; bleichsoluk2 <- ğu> Atem m;-i soluk aldırmamak jemanden nicht zu Atem kommen lassen;soluk almadan atemlos (zuhören usw);soluk almak Atem holen, atmen; fig verschnaufen;soluk kesici atemberaubend;soluk soluğa ganz außer Atem; in aller Eile;soluk vermek ausatmen; -
12 soluk
вздох (м) дыха́ние (с)* * *I озвонч. -ğuувя́дший; вы́цветший; поблёкшийII озвонч. -ğuдыха́ние, вздохsoluk aldırmamak — а) не дава́ть вздохну́ть; б) не дава́ть передохну́ть
soluk almadan — не переводя́ дыха́ния
soluk almak — а) вдохну́ть; б) перевести́ дух, передохну́ть
soluğu kesmek — перехвати́ть дыха́ние (от страха и т. п.)
soluk soluğa kalmak — запыха́ться, дыша́ть с трудо́м (от усталости, быстрой ходьбы)
soluğu tutulmak / kesilmek — перехвати́ть дыха́ние
••- soluğu bir yerde almak -
13 out of breath
soluk soluğa -
14 breathless
soluk soluga kalmis; soluk kesici -
15 gasp out
soluk soluğa söylemek -
16 gasp out
soluk soluğa söylemek -
17 breathless
soluk soluğa kalmış -
18 atemlos
1) ( außer Atem) soluk soluğa, nefes nefese2) ( ununterbrochen) soluk aldırmadan3) ( voller Spannung) soluk almadan, nefes almadan, soluk kesici, nefes kesici;\atemlos ankommen soluk soluğa varmak;\atemlos lauschen soluk almadan dinlemek;eine \atemlose Stille soluk kesici bir sessizlik -
19 Atem
-
20 breathless
adj. nefesi kesilmiş, nefes nefese, nefesini tutmuş* * *1. nefesi kesilmiş 2. soluk soluğa kalmış* * *adjective (having difficulty in breathing normally: His asthma makes him breathless; He was breathless after climbing the hill.) nefes nefese, soluk soluğa
- 1
- 2
См. также в других словарях:
soluk soluğa — zf. Koşmaktan güçlükle soluk alarak, sık sık soluyarak, yorgun, bitkin veya telaşla, nefes nefese Soluk soluğa gelmişti; mühim bir haber getirmişti, belli. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk soluğa kalmak — nefes alamayacak duruma gelmek, çok yorulmak Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluğan etmek — soluk soluğa bırakmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırıs gitmek — soluk soluğa çarçabuk … Beypazari ağzindan sözcükler
Rıfat Ilgaz — Infobox Writer name = Rıfat Ilgaz caption = Rıfat Ilgaz birthdate = birth date|1911|4|24|df=y birthplace = Kastamonu, Turkey deathdate = death date and age|1993|7|7|1911|24|4|df=y deathplace = Istanbul, Turkey occupation = Author, Academic, Poet… … Wikipedia
Rıfat Ilgaz — (* 1911 in Cide, Provinz Kastamonu, Türkei); † 1993 in Istanbul)[1] ist ein türkischer Schriftsteller. Besonders durch die Verfilmung seines Romans Hababam Sınıfı ist er in der Türkei populär und präsent. Inhaltsverzeichnis 1 Werke 1.1… … Deutsch Wikipedia
çökmek — nsz, er 1) Bulunduğu düzeyden aşağı inmek, çukurlaşmak Toprak çökmek. Yol çökmek. 2) Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak Tavan çökmek. Döşeme çökmek. Ev çökmek. 3) e Çömelmek Suyun başına çöküp ellerini, yüzünü yıkamaya koyuldu. H. F. Ozansoy 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefes nefese — zf. Soluk soluğa Mermer merdivenleri nefes nefese çıkıp elektrik düğmesine basarken kalbi ... yırtılacak gibi çarpıyordu. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller nefes nefese kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
İNBİHAR — Yorgunluktan dolayı nefes kesilip soluk soluğa kalma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ıkıl ıkıl — ağır yük ve yorgunluk nedeniyle soluk soluğa kalmak … Beypazari ağzindan sözcükler